Borçlu, bölünebilen edimin bir bölümünü zamanında yerine getirmezse kısmî temerrüt söz konusu olabilir. Alacaklı kısmî temerrüt durumunda da TBK 123,124 ve 125. maddelerine göre borçlu karşısında eyleme geçebilir. İlke olarak; alacaklının kalan bölüm için temerrüt hükümlerine dayanması, borcun daha önce ifa edilen bölümüne etki etmez.[1] Ancak alacaklının ifa edilmeyen bölümsel edimden bir çıkarı kalmamışsa edimin tümüne yönelik olarak temerrüt hükümlerinden yararlanılabilir.[2] Örneğin; borçlunun kısmı temerrüdü sonrası gecikmiş ifanın reddi, ifa edilmeyen bölüme ilişkin olabilir. Ancak ifa edilmeyen bölüm, edimin bütününden beklenen yararı ortadan kaldıracak nitelikte ise edimin tümüne yönelik olarak gecikmiş ifa reddedilebilir.  

 Kısmı temerrüt, TUNÇOMAĞ tarafından “bölümsel direnme” biçiminde adlandırılırken[3] temerrüt kavramı VELİDEDEOĞLU tarafından “direnim” olarak adlandırılmaktadır.[4] Kanımızca; direnme ya da direnim adlandırmalarını üreten eğilim, kısmi temerrüt kullanımına karşın yerindedir.


[1] Eren, 1274.

[2] Serozan, Alman İfa Engelleri, 237.

[3] Tunçomağ, Borçlar, 957.

[4] Velidedeoğlu, 627.