A.Ş’lerde YK, GK kararlarının uygulanmasını sağlayan organdır. Hatta herhangi bir hukuksal engel bulunmuyor ise uygulanmamasından da sorumludur. Bu bağlamda sonradan iptal edilen bir GK kararının uygulanması durumu, giderilmesi güç zararlar doğurabilir. Bu ve benzer nedenlerle TTK’de 449’uncu madde öngörülmüştür.[1]

TTK MADDE 449/1 gereği; GK kararı aleyhine iptal veya butlan davası açılır ise YK üyelerinin görüşü alınmak koşulu ile dava konusu GK kararının “yürütülmesinin geri bırakılmasına” karar verilebilir.

Anonim şirketlerde esas sözleşmenin değiştirilmesi, yönetim kurulu üyelerinin seçimi, yönetim kurulunun ibrası gibi önemli kararları almaya yetkili organ genel kuruldur. Genel Kurul kararlarına karşı; YK, YK üyeleri ya da paydaşlar şirketin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine iptal davası açabilirler.

Genel kurul kararlarının; kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olması genel iptal nedenleri olarak görülür. Bu nedenler esas sözleşme ile daraltılamaz. İptal isteminin genel kurul kararının alınmasından itibaren üç ay içerisinde ileri sürülmesi gerekir.

GK’ye YK üyelerinden en az bir üyenin veya denetçinin katılmamış olması, tevdi edilen temsilcinin bildirimini GK’de bir pay sahibinin talebine karşın açıklanmaması gibi nedenler özel iptal nedenleri olarak sayılabilir.

Genel Kurula katılan paydaşın, YK ibrası gibi konularda iptal davası açabilmesi, olumsuz oy kullanıp bu durumu tutanağa geçirmesine bağlıdır. GK’ye katılmayan paydaşın iptal davası açma hakkı vardır.

İptal davasının açıldığını, duruşma tarihini, YK şirketin internet sitesinde şeffaflık gereği ilan eder.

Bunun dışında GK kararları için yokluk ya da butlan yaptırımı söz konusu ise üç aylık süreye bağlı olmaksızın mahkemeye başvurulabilir. Hükümsüzlük(butlan); kamu düzenine, emredici hükümlere ve ahlaka aykırılık nedenlerinde ya da kararın uygulanması olanaksız ise söz konusu olur.[2] 

Usulüne uygun çağrı yapılmadan ya da karar yeter sayılarına uyulmadan alınan GK kararları YOK sayılır.[3]

Malvarlığına ilişkin önem derecesi yüksek olan genel kurul kararlarının ilgililerce iptali ya da hükümsüzlüğü istenildiğinde kesin hukuksal korunma sağlanana kadar olası sakıncaların önlenmesi için TTK 449 gereği genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması mahkemeden istenebilir. Sonradan giderilmesi olanaklı olmayan durumlar söz konusu ise mahkeme kendiliğinden de yürütülmenin geri bırakılması kararı verebilir. Yürütülmenin geri bırakılması kararı alınmaz ise açılan iptal davası tek başına genel kurul kararının yerine getirilmesini engellemez. Mahkeme yerine göre yürütülmenin geri bırakılmasını talep edenden teminat(güvence) isteyebilir.[4]

HMK’de teminata ilişkin genel dizgede davacı, belli durumlarda davalının olası yargılama giderlerini karşılayacak uygun teminat olarak gösterilirken TTK 448/3’de teminat davalı şirketin olası zararlarını karşılamak üzere gösterilir. Bu olası zararlar yargılama giderlerini de kapsamaktadır. 448/3’ün uygulanması davalı şirketin talebine bağlıdır. Mahkeme teminat kararı vermeden tarafları dinleyebilir. Teminat kararı verir ise davacı tarafa uygun süre tanınmalıdır.[5]

TTK 448/3 yalnızca ortaklığın zararlarına ilişkin teminat öngörmüştür. HMK’nin teminata ilişkin hükümleri üçüncü kişilerin zarara uğrama olasılığını da kapsar. Moroğlu’na göre HMK’den bu aşamada uzaklaşılması yerinde olmamıştır. Bu hüküm kaldırılabilir ya da üçüncü kişiler adına ayrıca bir teminat öngörülebilir.[6]

YK üyeleri, teminat gösterme zorunluluğunun dışında bırakılmıştır.  Mahkemece verilen süre içerisinde ilgili teminat sağlanmaz ise dava usulden reddedilir.[7]

HMK 389 gereği iptal davası açılmadan önce kararın uygulanmasının durdurulması istenildiği durumda tedbir kararı sonrası uygun sürede tamamlayıcı merasim olarak iptal davasının açılması gerekir.[8] İptal davası açıldıktan sonra yöneticilerin görüşü alınarak yalnızca yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilebilir.[9] YK üyeleri ilgili iptal davasını açmış ise YK görüşünün alınması zorunluluğu kalkabilir. Ancak azınlık YK üyeleri davayı açmış ise çoğunluk YK üyelerinin görüşü alınmalıdır.[10] Gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda eski YK üyesi dinlenebilir. Tüm bunların dışında A.Ş bünyesinden kararın uygulanmasının ertelenmesi istenebilir. A.Ş tarafından bu istem kabul edilirse bu durumda da YK üyelerinin dinlenilmesine gerek yoktur.[11]

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/10626 K. 2013/15144 T. 9.9.2013

İptal Davası Açıldıktan Sonra Yöneticilerin Görüşü Alınarak GK Kararının Yürütülmesinin Durdurulmasına Karar Verilebilir.

DAVA: Taraflar arasında görülen davada Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.04.2013 tarih ve 2013/107-2013/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İzzet Başara tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR: Davacılar vekili, davalı şirketin 06.02.2013 tarihli genel kurul kararlarının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan genel kurul kararının iptalini ve davacı müvekkillerinin ileride doğması muhtemel telafisi güç ya da olanaksız zararlarının önlenmesi amacı ile tensiple birlikte dava konusu genel kurul kararının yürütülmesinin tedbiren geri bırakılmasını talep etmiştir.

Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi nazara alınarak dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, davanın niteliği ve mahiyeti nazara alınarak davacı tarafça talep edilen genel kurul kararlarının yürütülmesinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, anonim şirket genel kurul kararının uygulanmasının durdurulması yolunda ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.

Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istemin içeriği ve dosya kapsamına göre tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 449. göre, genel kurul kararı hakkında iptal ya da butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Bu itibarla, davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri dinlenilmeden karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/12965K. 2013/15637

TARİH:16.9.2013

Genel Kurul Kararına Karşı Yürütülmenin Geri Bırakılmasına İlişkin Karar

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28.6.2013 tarih ve 2013/163 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati tedbir talep edenler vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşüldü düşünüldü:

KARAR : İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkillerinin karşı taraf olan şirkette azınlık pay sahibi ortaklar olduğunu, şirketin 29.3.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında müvekkillerinin muhalefetine rağmen karar ve toplantı nisabına aykırı olarak alınan ana sözleşme değişikliklerini içeren kararların yoklukla malul olduğunu ileri sürerek iptalini talep ettiği genel kurul kararlarının icrasının ve bilhassa bu kararlar çerçevesinde işlem yapılmasının dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin içeriği yargılamayı gerektirdiği ve delillerin toplanması bitirildiğinde değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden vekili; kararı temyiz etmiştir.

Dava, anonim şirketin genel kurul toplantısında alınan kararlarının yoklukla malul oldukları iddiasına dayalı iptali istemine dair olup, davacı tarafından söz konusu kararların dava sonuna kadar icrasının geri bırakılması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiştir. Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin içeriğinin yargılamayı gerektirmesi sebebiyle talebin reddine karar verilmiştir. 6102 Sayılı T.T.K.nın 449. maddesinde, “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, davaya konu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” denilmiştir. Buna göre; mahkemece, davaya konu olup iptali istenen genel kurul kararları doğrultusunda davalı A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinin usulüne uygun olarak davet edilip görüşleri alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddedilmesi doğru olmamış, bu sebeple kararın BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İptal edilen GK kararları alındıkları andan itibaren geçerlidir. İptal kararı alınana kadar YK üyeleri ilgili GK kararının uygulanmasına yönelik eylemlere girişebilir. Davanın açılması tek başına yürütülmenin geri bırakılmasını sağlamaz. İptal davasına konu kararın yürütülmesinin geri bırakılması tedbiri, yokluk ya da butlana uğrayacak GK kararları adına evleviyetle talep edilebilir.[12]

Yürütülmenin geri bırakılması kararı mahkemece alınır ise ilgili GK kararı hiç alınmamış gibi bir tutum izlenir.[13]

Anonim ortaklığın zarar uğratılması durumunda zarar gören münferit pay sahibinin dava hakkının bulunduğu ancak hükmedilecek tazminatın anonim ortaklığa verilmesi söz konusudur.[14] İçeriğinde anonim şirkete ait taşınmazın ya da başka bir ayni hakkın devrini barındıran GK kararlarına karşı mahkemeye başvurulması durumunda şirket lehine ihtiyati tedbir kararı da alınabilir.

Yürütülmenin geri bırakılması kararı niteliği itibariyle ihtiyati tedbire benzemektedir. Ancak öğretide; TTK 449’da yer alan dava açıldıktan sonra talep edilebilir anlatımından ötürü dava açılmadan önce bu tedbirin istenememesi ve yönetim kurulunun görüşünün alınmasının zorunlu olması nedenleriyle yürütülmenin geri bırakılması tedbirinin HMK 397/1 ‘den ayrıldığı özel hüküm olduğu görüşü öne sürülebilmektedir. Çünkü ihtiyati tedbir kararı verilirken hâkim tarafları dinlemek zorunda değildir ve dava açılmadan önce de ihtiyati tedbir talebinde bulunulabilir.[15]

Moroğlu’na göre yürütülmenin geri bırakılması kararı, ihtiyati tedbir niteliğindedir.[16] İhtiyati tedbir niteliğinde sayılacak olur ise yürütülmenin geri bırakılması kararı dava açılmadan istenilebilmeli ve karar verilirse iki hafta içerisinde iptal davası açma zorunluluğu getirilmelidir.[17] Bu bağlamda yürütülmenin geri bırakılması isteminin ret ya da kabulüne itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilecek karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemelerinin itiraz ile ilgili verecekleri kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.[18]

TTK 449 yer alan mahkeme kavramı gereği yürütülmenin geri bırakılması kararı da içinde olmak üzere geçici hukuksal koruma tedbirlerine Yargıtayca da hükmedilebilmelidir.[19]

İhtiyati tedbir adına da belirtildiği üzere uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte yürütülmenin geri bırakılması kararı verilemez. Örneğin; sermaye artırımı gibi konularda derdest olan bir davanın hukuksal olarak ya da fiilen sona ermesine neden olacak şekilde yürütülmenin geri bırakılması kararı verilemez. GK sermaye artırım kararı, üç ay içerisinde ticaret siciline tescil edilmez ise GK kararı ve alınmışsa bakanlık izni geçersiz duruma gelecektir. Bu açık hükme karşın yürütülmenin geri bırakılması kararı verilir ise TTK 448/2’de yer alan iptal davasında üç aylık hak düşürücü sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanamaz emredici hükmü de göz önüne alınınca iptal davası yürütülmenin geri bırakılması kararı ile davacılar lehine sonlandırılmış olacaktır.[20]

GK tarafından usule ilişkin olarak bir defaya özgü alınan kararların da yalnız başına iptalinin veya geçersizliğinin hukuksal olanağı bulunmadığından TTK 449 gereği yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilemez.[21]

Son olarak, yeni bir Anonim Şirket kurulmasına yol açan birleşme ve bölünme sürecinde; paydaş, alacaklı, işçi haklarının korunması ve benzeri diğer konular TTK’de düzenlenmiştir. Koşulların sağlanması durumunda GK’nin %75 onayı ile bu kararlar alınabilir.[22] Buradaki GK kararları ile ilgili “yürütülmenin geri bırakılması” kararı mahkemece verilirse yeni anonim ortaklıkların doğuşu, mahkeme kesin kararını verene kadar ertelenecektir.    


[1] MOROĞLU Erdoğan, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, On İki Levha Yay., İstanbul, 2017, s. 321

[2] ALTAŞ, Uygulamalı Anonim Şirketler Hukuku, s. 110

[3] PULAŞLI, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, s. 354

[4] DOĞANAY İsmail, Türk Tic. Kanunu Şerhi, İstanbul, 2004, c.1 s.1145,1146

[5] KIRCA İ./ ŞEHİRALİ ÇELİK, MANAVGAT Ç.: Anonim Şirketler Hukuku c.2/2 “Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü”, Banka ve Tic. Huk. Araşt. Enst., Ankara, 2016, s.239

[6] MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü s.326; Bknz: KIRCA s.239

[7] KIRCA  s.240

[8] PEKCANITEZ Hakan, Makaleler Cilt-1, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2016 c.1 s.84

[9] Yarg. 11. HD. E. 2013/10626 K. 2013/15144 T. 9.9.2013

[10] MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s. 325

[11] MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü s.323,324

[12] KIRCA s.241

[13] KIRCA s.242

[14] KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, c.1 s. 1175

[15] KIRCA s.242

[16] MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s. 322

[17] KIRCA s.244

[18] KIRCA s.245

[19] MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s. 329

[20] MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s. 324,325

[21] MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s. 322

[22] ALTAŞ, Uygulamalı Anonim Şirketler Hukuku s. 100