Uygulamada yalan beyan suçu ile sıkça karıştırılan bu eylem,-başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu- bir kişinin ceza yaptırımından kurtulması ya da kimlik bilgilerini kullandığı kişinin ceza yaptırımına uğraması sonucuna yöneliktir. Bu anlatım gereğidir ki; bir kişi, idari bir yaptırımdan sakınma amacıyla bu eylemi gerçekleştirir ise “Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçu” değil, “Yalan Beyan suçu” gündeme gelecektir.
Öğretiye göre; “Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçu” olası kast ya da taksirle işlenemez.[1] Başka bir deyişle; “başkasına ait kimlik bilgisini veya kimliği kullanma” eyleminin hata ile gerçekleştirilmesi durumunda, fail kasten hareket etmiş olmayacağından suç oluşmaz.
İş bu başlığa konu suçun oluşmayacağı “Fiili yanılma” durumuna örnek vermek gerekirse; kollukça yapılan bir yol kontrolünde görevli memur (P), sürücü (A)’dan sürücü belgesini ve araç ruhsatını istemiştir. O sırada alkollü olan araç sürücüsü (A), alkolün de etkisiyle aracında bulunan erkek kardeşi (B)’ye ait sürücü belgesini yanlışlıkla kolluk görevlisine (P)’ye sunmuştur. Bu durumda sürücü (A), kasıtlı olarak hareket etmemiş olur. Böylesi bir durumda suçun temel ögeleri ortaya çıkmayabilir. Suç oluşmayabilir. (Yanılma nedeniyle TCK. Madde 30/1 gereğince (fail kasten hareket etmemiştir ve bu suçun taksirle işlenmesi olanaklı değildir.”)[2] Sürücü (A) için kuşkusuz alkollü araç kullanma ile ilgili öngörülmüş diğer yaptırımlar gündeme gelecektir. Ancak; başkasının kimliğini kullanma ile ilgili suçunu, kasıtlı hareket etmediği için işlememiştir.
“Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçu,” TCK 268 gereği, iftira hükümlerine göre cezalandırılır. Ancak burada göz önünde bulundurulması gereken iftira suçunun yer aldığı 267. Maddenin ikinci fıkrasında yer alan “iftira eyleminin, maddi ögelerle yapılması durumunda ceza yarı oranında artırılır” anlatımıdır. Kanımızca; Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçu cezalandırılırken 267/2 etkinlik kazanmamalıdır. Çünkü başkalarına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunun maddi ögesiz işlenme olasılığı yoktur. İftira suçu cezalandırılırken bir artırma nedeni olarak öngörülen TCK 267/2 fıkrası yalnızca iftira suçuna ilişkindir. Kıyas yasağı delinerek, Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçunun cezalandırılmasında artırma nedeni olarak görülmemelidir.
Konu İlgili Mevzuat:
İftira Madde 267- (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır
Madde 268– (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.
Madde 206– (1) Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
[1] Karakehya, Hakan, İradilik Unsuru Bağlamında Ceza Hukukunda Kast, Ankara 2010, s: 149‘den aktaran ARIKAN s. 1076
[2] ARIKAN s. 1076