“Islah, taraflardan birinin yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmesidir. Bu gereksinim daha önce unutulan bir işlemin tamamlanabilmesi veya yanlış yapılan bir işlemin düzeltilmesinden doğabilir. Taraflar dava süresince yalnızca bir kez ıslah yoluna başvurabilirler. Islah, mahkemeye yöneltilen, tek taraflı ve açık irade beyanı ile yapılır. Şartları yerine getirilmişse, karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir.”
İddia ve savunma yasağının değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının önemli bir istisnası olan ıslah, dava konusu üzerinde tarafların tasarruf edebildiği davalarda söz konusudur. Kamu düzenini ilgilendiren konularda iddia ve savunma yasağı geçerli değildir. Açık yazı ve hesap hatalarının ise değiştirilmesi her zaman olanaklıdır. Bu nedenlerle bunlar için ıslaha gerek yoktur.[1]
Islah, tamamen ıslah ve kısmen ıslah şeklinde ikiye ayrılır. Sözlü veya yazılı olarak gerçekleştirilebilir. Ancak tamamen ıslahta davacı ıslah ettiğini bildirmesinden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Bir hafta içerisinde dilekçe verilmezse ıslah yapılmamış sayılır.[2]
Islahta dava konusu veya dava nedeni(vakıalar) değiştirilebilir.
İtirazın iptali davasının alacağın tahsili davasına, mirasta iade davasının tenkis davasına dönüşmesi ıslah ile dava konusunun değişmesine örnektir. Bunun dışında talep sonucunun yirmi bin TL’den yüz bin TL’ye çıkarılması durumu da ıslahla davanın konusun değiştirilmesine örnek gösterilebilir. Ancak dava konusunun azaltılması için ıslah yoluna gidilemez. Kısmen feragat veya karşı tarafın izni durumunda davanın kısmen geri alınması şeklinde olur.
Doktorluk hizmetinden doğan alacak davası ıslah yoluyla ortaklıktan doğan kâr payı alacağına dönüştürülürse dava nedeninin (vakıanın) ıslahla değiştirilmesi söz konusu olur.[3]
Islah tahkikat sona erene kadar yapılabilir. İstinaf aşamasında ıslah yapılmasının olanağı yoktur.[4]
[1] PEKCANITEZ HAKAN, Makaleler Cilt-1, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2016, s.267,268
[2] YILMAZ Ejder- ARSLAN Ramazan-TAŞPINAR Sema, s.535,536,537,538
[3] YILMAZ Ejder- ARSLAN Ramazan-TAŞPINAR Sema, s.533, 534
[4] YILMAZ Ejder- ARSLAN Ramazan-TAŞPINAR Sema, s.535